27 Şubat 2014 Perşembe

BUDA BİR GÜN BARA GİRER \ Lodro Rinzler - Yorum

Buda Bir Gün Bara Girer...


 
BUDA BİR GÜN BARA GİRER


Buddha kelimesi, Sanskrit dilinde ''uyumak,bilinçlenmek'' anlamına gelen bir kelime. Buda'nın gerçek adı Siddhartha Gautama'dır. Buda kendini dünyevi şeylerden arındırmıştır.(Nirvana) Buda deyince aklıma ilk gelen şey meditasyon. Kitapta da çoğu kez bundan bahsediyor. 



3801716923_8790ab4c9b


Yazarımız Budist fakat kitabı okumak için Budist olmanız gerekmiyor ya da okuduktan sonra Budist olmanızda pek olası bir şey değil. :D Öncelikle bunu belirtmek istiyorum çünkü bu şekilde düşünenler mutlaka olmuştur. Kitabı ilk gördüğümde bende düşünmüştüm.:D 






Kişisel gelişim sevmesem de, beni etkileyen ve beğendiğim bir kitap oldu. Çoğu kez kendimizi kötü hissettiğimiz anlar olmuştur, toplum içinde dışlandığımızı hissettiğimiz anlar, kendimizi beğenmediğimiz, anlar, yalnız hissettiğimiz anlar...

İşte bu kitabı diğer kişisel gelişimlerden ayıran da, düşüncelerimize yaklaşma şekli bence. 

Hatta bir alıntı paylaşayım

''Buda aydınlanmaya eriştiği zaman, önceden kendisiyle meditasyon yapan yakın dostlarıyla buluşmuştu. Onlara ''Ben her şeyi anladım, haydi siz de gelip benden öğrenin,'' demek yerine, sadece şunu söylemişti: ''gelin ve kendiniz görün''


Bu kitabı bu yüzden sevdim sanırım. Kişisel gelişim kitaplarının genelde ''şunu şöyle yapmalısın, öyle yaparsan böyle olur'' şeklinde anlatımları var ve bu da çok sıkıcı bir durum. Bu kitap ''gelin ve kendiniz görün'' şeklinde yaklaşıyor.


Kitabımız dört kısımdan oluşuyor.



Birinci Kısım: Önce Şöyle Bir Toparlanın
İkinci Kısım: Dünya Nasıl Kurtarılır
Üçüncü Kısım: Bırak Senden Çıksın
Dördüncü Kısım: Büyüye Kendini Bırakmak


Yazarın dili çok akıcı, kitabı okumaya dün başladım ve bugün bitti.
Şimdi derin bir nefes alma ve içimizdeki ışığı takip etme zamanı. :)


''Her şeyi olması "gerektiği" gibi ele almak yerine, olup bitenleri "olduğu" gibi anlamaya çalışabilseydik, dünya pek çok hayalin gerçekleşebileceği zengin bir yere dönüşebilirdi.''

''Kendimizle dostluk kurmalıyız, kendimizi sevmeliyiz ki dünyayı sevmeye hazır olabilelim.''

''Kendimizi dünyaya kapattığımız zamanlarda, ''enerjimiz düştü'' deriz. Aslında, enerjik faaliyetimizin kaynağı olan rüzgar atıyla bağımız kopmuştur.''



Trend Yayınları'na çok teşekkür ederim.

Kitabı satın almak için tıklayın.



RKBT 3. Gün || Ertürk Akşun "Agafya " || Yorum




Kitabımızın adı Agafya yani ''Yüce Aşk''
Anton'un Nataşa'ya verdiği ad...

Rusya'da devrim olmuştur, kaçan Ruslar işgal altında olan İstanbul'a gitmektedir. Yarı İngiliz yarı Türk bir gazeteci olan Anton, Rusya'dan İstanbul'a giden gemilerden biri ile İstanbul'a dönecektir. Bu gemide Nataşa'yla karşılaşır ve ona aşık olur. Hem de ne aşk. Nataşa onun Agafya'sı olmuştur.

Kapak çok dikkatimi çekmişti. Adı daha çok dikkatimi çekmişti. :D
Kitap tanıtımlarını genelde spoiler olduğu için okumuyorum. Google' a ''Agafya ne demek'' yazdım. Çıkan başlıklar Ertürk Akşun-Agafya oldu. Bende linklere tıklamak yerine kitabı okuyup, kitaptan öğrenmeyi tercih ettim. Bir de tur haberi alınca ooo süperrr dedim :D
Kitap çok akıcı, konusu güzel, kapağı güzel, ismine diyecek söz yok.
İyi ki daha fazla beklemeden okumuşum, iyi ki turunu almışız.

Tur için Destek Yayınları'na ve bizi böyle güzel bir kitapla tanıştırdığı için Ertürk Akşun' a teşekkür ederiz.


Kitap Tanıtımı
Sana yeni bir isim verdim ben, "Agafya" dedim. "Yüce aşk" dedim.
Kalbimin en derinine sakladım seni, kimse görmesin istedim.
Ve o ismi sadece ben bildim ve sen sadece benim oldun...

"Beni sevmek bana tahammül etmek demektir. Eğer beni seviyorsan buna katlanacaksın. Beni ben olmaktan çıkararak sevemezsin. O zaman sevdiğin kişi ben değil, başka birisi olur. Sen başka birisini istiyorsan, o zaman başka birine git, ben ise buyum. İşte senin asıl çaresizliğin de burada başlıyor Anton."

1920'li yıllar. Rusya'da büyük bir devrim olmuş, Avrupa birdenbire kendi derdine düşmüş, Birinci Dünya Savaşı'nı yarıda kesmek zorunda kalmıştır. Devrimden kaçan Rus asilzadeler, dillere destan güzel Rus kadınları, işgal altındaki İstanbul'un yolunu tutmuşlardır. Bir tarafta Anadolu'da amansızca süren ölüm kalım savaşı, bir tarafta İstanbul'un yeni tanıştığı gece hayatı... İstanbul, tarihinde ilk kez kadınlarla ama bambaşka kadınlarla tanışmaya hazırlanmaktadır... Bir tarafta gurbette yaşanan kanlı bir aşkın hikâyesi... Bir tarafta intikamlar, trajediler, aşklar...

Kitabı satın almak için tıklayın.


26 Şubat 2014 Çarşamba

RKBT 2. Gün || Agafya - Ertürk Akşun || Ateş, Güneş ve Ada Tanıtımı ve Çekiliş


Ateş, Güneş ve Ada 

"Kafanızdaki bütün soruların cevabı bu kitapta sanki. O kadar güzel bir anlatımı var ki daha ilk sayfasını açtığınızda gerisi geliyor ve inanın bağımlılık yapıyor. Hazzı, aşkı, küçük heyecanları, okul hayatını, ergenliğin vermiş olduğu kafa karışıklığını ustaca anlatan nadir kitaplardan. Ateş, Güneş ve Ada okuyabileceğiniz en üst seviyedeki kitaplardan..." Ayşenur Kütükbaş "Güneş bir kez batar, bir kez de doğar. Bunu değerlendirmek sana, senin seçimlerine bağlıdır. Doğuşu da seçebilirsin batışı da...Ya da en akıllıcası her ikisinden de zevk almayı seçersin...Böyle bir bölüm vardı. Ben bu kitabı okuduğum zamandan beri bunu kendime ilke edindim, her ikisinden de zevk almaya çalışıyorum, ikisini de ayrı ayrı seviyorum...Çok okuyan birisi değilim, haftada bir kitap, hatta bazen bu süre daha da uzuyor, o da kitabın akıcılığına bağlı...Ben Ateş, Güneş ve Adayı ilk okuduğumda üç günde bitirdim, ki bu kitabı üçüncü defa okuyorum...Ben ki hayatımda hiçbir kitabı ikinci defa elime almış insan değilim, ders kitaplarım da dahil bunlara...Ama Ateş, Güneş ve Ada bana kendisini üçüncü defadır okutuyor, bakalım daha ne kadar okutacak? Bazı kitaplar yazanın değil, okuyanın oluyor. Bu kitap benim kim ne dersin artık..." 
-Perihan Gök-

"Bazı kelimeler insanın içine akar ve hep orada kalırlar. Hani derler ya başucu kitabı, işte tam bu oldu benim için Ateş, Güneş ve Ada. Kelimeler içime aktı ve iz bıraktı. Sanıyorum bu iz ömür boyu silinmeyecek...Bir insan bu kadar mı açık eder erkekleri, kendisini...Nasıl bir cesarettir bu? Kim bilir kaç kişi küsmüştür bu kitapla birlikte...Artık vücudumdaki birkaç dövme izinden başka, kalbimde de bir izle dolaşacağım, Ateşin iziyle..." 
-Gülcan Türkyılmaz-

"Ateş, her şeyi dener ve sınar...Onu ancak tek bir şekilde öğrenebilirsin; yanarak..." Unutmayın, bazen hayat yanmayı göze alabilmektir. Ertürk Akşun hayat yangınında nasıl yol almamız gerektiğini gösteriyor.
-İlknur Muştu-






ÇEKİLİŞ

14 Şubat 2014 Cuma

Takas/Satılık Listesi (Yenilendi)


Vee işte takas\satılık kitaplarım... Liste biraz kısa oldu sanki ama ilk denemede az olmasında fayda var :D ukitap'a bazı kitaplarımı eklemiştim, tekliflerde olmuştu. Fakat daha önce ukitap'ta problem yaşayan bir arkadaşım olduğu için cesaret edemedim. Bende blog yoluyla paylaşayım dedim. :)

İstediğim kitapları takas\satılık listesinin altına ekleyeceğim. Listede unuttuklarım da olabilir. O yüzden takas etmek istediğiniz kitabı söylemenizde fayda var :)
Tekliflerinizi bekliyorum, satın almak istediğiniz olursa da anlaşabiliriz diye düşünüyorum. :))
***

13 Şubat 2014 Perşembe

RKBT 4. Gün || Adam Braver "Uygunsuzlar " || Filmleri ve Ödülleri


ÖDÜLLER



*1953 Altın Küre Henrietta Ödülü: Dünyanın Favori Kadın Film Sanatçısı.

*1953 Photoplay Ödülü: En Popüler Kadın Yıldız

*1956 BAFTA Film Ödülü Adaylığı: En İyi Yabancı Aktris (The Seven Year Itch)
*1956 Altın Küre Adaylığı: Komedi Veya Müzikalde En İyi Kadın Oyuncu (Bus Stop)

*1958 BAFTA Film Ödülü Adaylığı: En İyi Yabancı Aktris (The Prince and the Showgirl)

*1958 David di Donatello Ödülü (Italyan): En İyi Yabancı Aktris (The Prince and the Showgirl)

*1959 Crystal Star Ödülü (Fransız): En İyi Yabancı Aktris (The Prince and the Showgirl)
*1960 Altın Küre, Komedi Veya Müzikalde En İyi Kadın Oyuncu (Some Like It Hot)
*1962 Altın Küre, Henrietta Ödülü: Dünyanın Favori Kadın Film Sanatçısı.



*Hollywood Ünlüler Kaldırımı Yıldızı 6104 Hollywood Blvd.


12 Şubat 2014 Çarşamba

RKBT 3. Gün || Adam Braver "Uygunsuzlar " || Yorum ve Çekiliş




İlginç bir tur kitabı daha ''Uygunsuzlar''Kitabı ilk elime aldığımda aklıma Recep İvedik filminde kostüm balosunda Marilyn Monroe kılığına girmiş bir kıza Şahan Gökbakar'ın ''Einstein'la çıktığınız doğru mu? '' sorusu geldi. :D


Tamam tamam sustum :D Bakışlarınızdaki anlamlı ifadeyi görebiliyorum. Ama ne yapayım kitabı okumaya başlamadan o geldi aklıma :P Gelelim kitabımıza...

Kapak tasarımı kitaba çok uyumlu, beyaz, sarı, kırmızı ( Sarı saç, kırmızı ruj, uçuşan beyaz elbise) vee karşımızdaaa ''Marilyn Monroe''  ( bu kitabı okuduktan sonra bu üç rengin bir çok renkten oluştuğunu gördüm)

Marilyn Monroe'yu halı desenlerinden, saat resimlerinden, defter kapaklarından, sandalye süngerlerinden vs. tanıyordum. Neden bilmiyorum ama daha önce hiç hayatını araştırmak aklıma gelmemişti.




Kitap tam olarak bir biyografi sayılmaz, her şey hızlı ve kısa film şeridi gibi geçiyor gözümüzün önünden.. :)) Normalde ayrıntıya inildi diye kızarım kitaplarda bu sefer ayrıntı olmadığı için kızdım. 

''Kimmiş bu Marilyn Monroe?'' için değilde, ''Marilyn Monroe'nun hakkında başka ne öğrenebilirim?'' diyorsanız okumalısınız.





Sıradaki turlarımızda görüşmek üzere...

Kitabı satın almak için tıklayın.


5 Şubat 2014 Çarşamba

İlk Defa - Cora Carmack / YORUM



Orjinal Adı: Losing It 
Seri Bilgisi: Losing It #1
GoodReads Puanı: 3.83
Türkçe Yayın: Pena Yayınları 
Sayfa Sayısı: 280
Çeviri: İmge Tan





     New Adult sevdiğim bir tür o yüzden bu türde seçiciyim. Uzun zamandır okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. 

     Yorumuma ilk olarak kapağından başlamak istiyorum. Kitapların tanıtım yazılarında genelde spoiler olduğu için okumuyorum, tüm hevesim kaçıyor :) Kapak burada devreye giriyor :P Bu kapak beğenilmez mi yaa ^_^ Renk uyumu, resim çok güzell. Ne kitaplar gördüm,üstünde kapağı yok; ne kapaklar gördüm içinde kitap yok :P bu kitabın içi dışı bir <3 Kapağı da güzel, anlatımı da, akıcılığı da, konusu da :)

    Pena Yayınları'nın okuduğum ilk kitabıydı. İlk Defa'dan önce Ella ve Micha'nın Sırrı'nı okumayı düşünüyordum ama beğendiğimiz ve sevmediğimiz kitapların genelde aynı olduğu bir arkadaşım (Kitap İklimi blogunun admini) bu kitabın güzel olduğunu söyledi bu yüzden önce İlk Defa'dan başladım ve her zamanki gibi ikimizde beğendik :D

Şimdi gelelim konusuna (Spoiler)


   Bliss Edwards henüz bakiredir ve üniversite bitmeden biriyle birlikte olması gerekir. Arkadaşı Kelsey'le birlikte bir bara giderler. Shakespeare okuyan yakışıklı bir İngiliz dikkatini çeker. Yanında kalması şartıyla Bliss'e adını söyler. Adı Garrick'tir. Bliss'le kısa bir motor turundan sonra eve gitmeye karar verirler. Bliss bacağını motorun egzozunda yakar :P Küçük bir pansumandan sonra yatak odası zamanı gelmiştir :D Saçma bir bahaneyle beraber olmadan Garrick'i gönderir.(24 saat açık veteriner :P :D )



Spoiler uyarısı vermeme rağmen ikinci karşılaşmalarının nasıl olduğunu söylemeye vicdanım el vermiyor :P ee orayı söylemeden de devam edemem konusuna :D o yüzden içerik hakkında bu kadar bilgi yeter :D         

Çok eğlenceli bir anlatımı var, kitabın çevirisi de çok iyi. :)


Puanım;      



Yabancı Kapaklar


(Kaynak: Kitap İklimi)






Kitabı satın almak için tıklayın.